HAYATIMIZDAKİ TOKSİNLER
“İnsanlar doğa bizi unuttuğu için hasta olmuyor, insanlar biz doğayı unuttuğumuz için hasta oluyor!! Vahşi doğada ayılar depresyona girmiyor, timsahlar diyabet, kartallar kanser olmuyor. Yeryüzündeki sürekli hasta olan tek canlı türü biz insanlarız ve evcil hayvanlar diyor Dr. A.Junger son kitabı Clean 7’da, Ve hastalıkların temelinde toksik yaşam şeklimizin yattığını söylüyor.!
Toksik kimyasallarla ve toksik haberler/ ortam dolu hayatımızda yetmez gibi yıllardır acımasızca doğa ve ağaç kıyımlarına şahit oluyoruz !! Evren ve insan sağlığını hiçe sayan açgözlü uygulamaları görünce “bunları yapanlar insan olamaz !” diyorum!! Artık gördük ki dünya ciddi şekilde var olma mücadelesi veriyor. Doğa can çekişiyor ve beraberinde biz insan canlısı kronik hastalıklarla boğuşuyoruz.
Hergün yiyeceklerimiz, içtiğimiz su, soluduğumuz hava, cildimize ve vücudumuza sürdüğümüz ürünler, evimizde kullandığımız onca eşya vd, EMF/manyetik alanlar, hatta ilaç ve tedavi uygulamaları üzerinden toksinlere maruz kalıyoruz..!! Sadece ev ve kişisel bakım ürünlerinde 80 bin kimyasal, yaşadığımız çevrede ise 30 milyon kimyasal olduğu söyleniyor. Korkunç rakamlar!! Peki toksik insanlar, ilişkiler, duygular!?
Peki sizce hayatımızdaki toksinlerden ne ölçüde haberdarız? Ne ölçüde kontrol edebiliyoruz.!? Görünen o ki sinsi ve görünmez katil çevresel toksinler her yanımızı sarmış ve mutfağımıza kadar girmiş durumda ancak haberimiz yok..! Ne yazık ki öyle…!
EVİMİZDEKİ TOKSİNLER
2004 BMJ’de yayınlanan bir araştırmaya göre kanser türleri %75 oranında çevre, yaşam biçimi ve kimyasallara maruz kalma kaynaklıdır. Soluduğumuz HAVA KALİTESİ optimal sağlık için en önemli faktörlerden biri! Peki ev içi hava kalitesinin dışarıya göre 2-5 kat, hatta bazı durumlarda 100 kat daha fazla toksin içerdiğini biliyor musunuz?
Bu yaz Kaliforniya’da korkunc bir doğa felaketine tanık olduk. Günlerce yanan kızılçam ormanları nedeniyle gökyüzü kahve kızıla boyandı, cehennem böyle olsa gerek dedirten cinsten zehir soluduk. Pandemi bizleri zaten eve tıktı, kapı pencere kapalı evlerde kendimizi güya hava kirliliğinden koruduk! Derken birgün ev sahibi çatı yalıtımını değiştirmek için usta gönderince gördüğüm manzara bana “bazen zehrin içinde oturursun haberin olmaz!” dedirtti! Çatıdan sökülen onca yalıtım malz tonlarca toz eşlik ediyordu! Bu koşullarda çatıda saatlerce çalışan işçilere ve kendimize ayrı üzüldüm. Duvar içinden geçen ısıtma sistemi boruları yüksek kanserojen md “aspestos” içeriyormuş, bir de üzerine onca toz.!
Toksinlerden bahsetmişken farkındalık yaratmak istedim. Toksinler öyle sadece kullandığınız plastikler, teflon vd, kimyasal temizlik ürünleri, toksik kişisel bakım ürünleri ve EMF manyetik alan ile sınırlı değil. Evinizin boyası, yerdeki parkeler, yalıtım mlz, halılar, yatak/döşekler, oyuncaklar, ısıtma sistemi, suyunuz, mobilyalar, ışık, kıyafetler, küf, toz/toz böcekleri yani gözle göremediğimiz binlerce Volatile Organic Compounds (VOCs). Mesela Radon hiç duymamıştım dah önce ben! Sonra da kronik hastalıklar neden yaygınlaştı diyoruz!!? Yani iş beslenme ile sınırlı değil!
İç mekan kalitesi nedeniyle olan “Hasta Bina Sendromu” diye de bir rahatsızlık var belki duydunuz. Konu derin buraya sığmaz!
Artık yeni bir meslek dahi var, sizi tanıştırayım: BİNA BİYOLOGLARI !
Bu kişiler evinize gelip sizin için ince ince dedektiflik yapıyorlar! Yani bu iş bizim boyumuzu aştı. Anlayacağınız ne kadar doğa/doğal o kadar güvendesiniz.!! Şehir yaşamı kendi başına toksik zaten. iş ki gölgesine sığınacak ağaç, temiz deniz/nehir bıraksalar..!!
Kızılderili sözü güzelmiş;
Bir gün paranın yenmeyeceğini anlayacak beyaz insan!
Bir cevap yazın