Doğru Teşhis Tedavinin Yarısı. Kök Neden Araştırmaları Sabır ve Kararlılık Gerektiriyor…!
Geçenlerde okuduğum Mumin Sekman’ın `Cocuklar Nasıl Basarır?` isimli kitabinda Stanford Univ’de yapilan bir arastirmaya atifta bulunarak zekası eşit insanlar arasında başarıyı belirleyen özelliğin `dayanıklılık` oldugunu yaziyordu. Uzmanlar kişiyi başarıya götüren şeyin zeka değil, DAYANIKLILIK olduğu sonucuna varmış. Hedef odaklı olmak, vazgeçmemek, motivasyon, özdenetim, ve pozitif bakış açısı. Zorlukları kabullenmek ve hedefe giden yoldaki başarısızlıkları öğrenme fırsatı olarak görebilmek.
Beni iyi tanıyanlar bilecektir. Hayatımda dayanıklılığımın sınandığı birkaç zor süreçten geçtim. Bunlardan birinde büyük bir kurumda tam zamanlı yöneticilik yaparken ve aynı zamanda hamileyken doktora yapmak gibi bir işe soyunmaktı. Diğeri ise 40’ından sonra yeni bir ülkede yeniden bir hayat kurmak. Bu süreçte kendime koyduğum bir kac zorlu hedefe yöneliktir. Iste bu iki dönemde motivasyon amacıyla duvarımı susleyen iki fotografi görüyorsunuz.
Ancak eğer motivasyonunuz yeterince güçlüyse hedefinize kilitlenmek tukenen enerjinizi tekrar canlandırabilir. Bazen insanin en cok vazgecmek istedigi zamanlar, isiga en yakin oldugu zamanlar olabilir.
Bunu neden mi anlatıyorum? Kısaca özetleyeyim;
Ben otoimmun trenine 2013’de bindim..! Ya da en azından `otoimmün bir hastalık (hashimoto)` ile karşı karşıya olduğumu o zaman öğrendim. Hakkında hiçbirsey bilmiyordum. Çok geçmeden de kendimi kütüphanelerde araştırma yaparken buldum. O tarihlerde `Beslenme ve Saglik` arasındaki güçlü ilişkiyi nedenleri ve sonuçları ile öğrenmeye başladığımda `Glutensiz Beslenmeye’de adımımı attım (2013-2014). O günden bügüne de sürekli artan bir açlıkla araştırıyor ve okuyorum. Bundan da hem kendim besleniyorum, hem de bana `yazan, danışan, soran ve gönülden dinleyen` birçok insana da zamanım yettiğince kendimce yardımcı olmaya çalışıyorum.
Güzel bir soz vardir ! Hayatimiza hickimse tesadufen girmez. Tanıstıgınız herkesin bir rolü vardir. Kimisi sizi test eder, kimileri sizi kullanır, kimileri sizi sever, kimileri de size bir şeyler öğretir (iyi veya kotü). Bunların arasında en önemli olan ise `Sendeki en iyiyi acığa Çıkaranlardır`. Ve size kendinizi iyi hissettirenlerdir. Yani o insanlar `iyi ki` dediklerinizdir..! Bu bağlamda hayatımıza tesadüfen girdiğini düşündüğümüz kisilerin bize ne kattıklarının farkında olmalıyız. Hayat kime ne getirir bilinmez. Kim bilir belki bir gun öğrendiklerimiz ya da ogrettiklerimiz bir yerde karsimiza cikar ve ise yarar…!
Evet ne diyorduk? Otoimmün sağlık yolculugu oldukça uzun bir yolculuk. Burada hep yineledim. Hepimizin hedefi ayni (iyileşme) ancak yol haritasi farkli. O yüzden yolculuk planımızı yapip, haritamizi da kendimiz yorumlamalıyız. Şanslıysak da bize bu yolculukta bize iyi gelenler (iyiyi gorenler) ve elimizden tutanlarla yol aliriz..Ben şimdi yeni bir yol ayrımında yeni yolculuklara cikacagim.
Oncelikle sunu unutmamak gerekiyor. Vücudumuz doğumdan itibaren kendini iyileştirmek üzere tasarlanmıştır ! Bu gerçeği içselleştirmek bize güç verir.
Nasıl ki eliniz ufacık kesilse vücut anında bölgeye tum askeri gücünü gönderiyor ve onarıma başlıyor. Ayni sekilde otoimmün sistemin saldirilarina maruz kaldığımız kronik hastalıklarda da prensip ayni calisiyor. Yani aslında vucut her koşulda ters giden birşey olduğunda bunu var gucuyle onarmaya çalışıyor. Otoimmun saldırıların bile hedefi aslında kendi doku ve bedenimiz degil, ortamda yabancı olan ve/veya sistemin işleyişine ters giden seyler olduğu anlamına geliyor. Ancak gelin görün ki doğaldan her şekilde uzaklaştığımız gunumuzde bedenimiz de birçok çevresel saldiri altinda kaliyor ve değişime ayak uydurması da mümkün olmuyor. O yüzden doğamıza ters olan dis tehditlerden haberdar olup vücudumuza destek olmak ve vücudun uygun koşullar sağlandığında kendini onarma gücüne güvenmek lazım. Ve onarım da bir gecede olmayacağı için `zaman tanımak` ve güvenmek lazım.
Ben 2016 yılından bu yana Paleo besleniyorum. İlki 2017 yılında, diğeri 2018’de olmak üzere toplam 2 defa 1-4 ay sürelerle Otoimmün Paleo – AIP eliminasyon diyeti uyguladım.
Fonksiyonel bir hekim ile çalışmak bir yana dursun. Henüz Amerika’da yeni oldugumuz icin kısa bir araştırma ile kendime once bir Aile Hekimi ve Endokrinoloji uzmanı doktor buldum. Doktorlara ilk ziyaretlerimde amacim derdimi kendime göre iyice anlatarak benimle işbirliği yapmalarını sağlamaktı. Yani detayli testlerim yapilsin istiyordum. Ancak detaylı test yapmak şurada dursun doktorların genel yaklaşımı hepimizin bildigi gibi birkaç ufak tefek standart testler ve birkaç teselli cümlesi ile `super hızlı` sonuçlanan görüşme ile randevuyu tamamlamakla sonuçlandı.
Herşeye baktıramasamda ısrarla talep ettiğim birkaç testi yaptırarak genel durumumu değerlendirme şansım oldu. Ancak maalesef sonuç hiç de beklediğim gibi çıkmamıştı. Birden umutsuzluğa kapıldığımı itiraf etmeliyim. Ancak kedimi toparlayıp yeniden yoluma devam etmem çok uzun sürmedi. Zira biliyordum ki kok neden araştırması uzun ve dolambaçlı bir süreç olabilirdi. Benim de belli ki sorunumum kaynağı veya kaynakları başka yerdeydi. Dolayısı ile yapmam gereken şey daha derine kazmak. Daha kapsamlı araştırmaktı.
UNUTMAYIN !
`Life is not about happens to you, Life is about how you choose to respond !`
Hayat Başınıza Gelenler Değil, Başınıza Gelenlere Nasıl Tepki Verdiğinizden ibarettir…!
Bir cevap yazın