Amerikan Federal Hükümeti tarafından ilk defa 1992’de yayınlanan BESİN PİRAMİDİ’nin amacı halkı sağlıklı beslenme konusunda bilinçlendirmektir. Piramid aracılığı ile hangi besin grubundan ne miktarda tüketilmesi gerektiği anlatılır. Ayrıca piramid beslenme eğimlerinde de temel alınır ve gerek okullar, gerek hastaneler gibi kurumlarda da temel referans gösterilir.
Sağlıklı beslenme konuları ile çok iç içe yaşar olduğum ve güvenilir kaynakları da yakından takip etmeye çalıştığım için merakımı çekti inceledim. Zira oğlumu rutil yıllık kontrole gönderdigim çocuk doktoru da bana duvarında asılı besin piramidini göstererek süt tüketimini önerince daha bir ilgimi çekti. Bakalım Amerikan hükümeti ‘Tabagım’ (güncel adı) ile ne öneriyor ? diye incelemeye aldım.
Hükümet tarafından önerilen ilk beslenme piramidinde dikkat çeken şey piramidin tabanında ağırlıklı olarak tüketilmesi önerilen besin grubu olarak TAHILLAR olması. Buna karşın yağlar ise sınırlanmış.
2005 yılında sağlıklı beslenme piramidine `Egzersiz`i de eklemişler ve iismi `MyPyramid` olarak değiştirilmiş.
2011 yılında Michelle Obama’nın önerisi ile başlatılan beslenme araştırmalarını takiben rehber yeniden düzenlenmiş. Halkın sağlıklı beslenme modelini tabak üzerinde görmesinin daha anlaşılır olacağına karar verildiği için beslenme piramidi ‘TABAGIM’ (MyPlate) olarak isim değiştirmiş. Bildiğim kadarıyla şu an en güncel versiyonu ise MY PLATE.
Tabak üzerinde modellenen rehberde sebzelerin yanı sıra sırasıyla tahıllar, protein ve meyveler yer alıyor. İçecek olarak da süt önerildiği dikkat çekiyor. https://www.choosemyplate.gov
Ancak Harvard Universitesi Halk Sagligi Okulu hükümet tarafından teşvik edilen MyPlate’in yeterli olmadığı görüşü ile eksik ve yanlışları düzelttikleri yeni bir ‘MyPlate’ yayınlıyor.
Hükümetin desteklediği rehber ile Harvard U tarafından düzenlenen sağlıklı tabak modeli arasındaki farklar dikkat çekici ve önemli. Harvard’ın tabağına kısaca göz atalım.
- Hükümetin desteklediği `MyPlate`de 5 ana besin grubundan birini `Süt Ürünleri` oluşturuyor. Harvard tabağında ise sütün yerini `Su`almış !
Süt ürünlerinin zararlarını gösteren araştırmaların yaygınlaştığı ancak buna rağmen halk arasında en yaygın tüketilen besin grubunda yer alan süt ürünlerinin listeden çıkarılması oldukça büyük bir adım. Harvard, içecek olarak ağırlıklı su içmeyi teşvik ederken süt ürünlerinin sınırlanmasını öneriyor.
- MyPlate’de yer almayan `YAĞLAR’ ise Harvard tabağında `SAĞLIKLI YAĞLAR` şeklinde vurgu ile ana besin grubu olarak masaya eklenmiş.
- Harvard tabağında meyveye ayrılan bölüm de biraz azaltılmış, çesitlilik vurgulanmış.
- Protein ‘sağlıklı protein’ şeklinde vurgu yapılarak verilmiş. Tahıllar da ‘TAM TAHILLAR’ şeklinde vurgulanmış.
- Harvard rehberinde son olarak `AKTIF OL` ibaresi sağlıklı yaşam için hareketin, egzersizin önemi vurgulanmış.
MyPlate göre kişinin günlük kalori ihtiyacı yaşına ve cinsiyetine göre değişiklik gösterse de önerilen tabak modeli hükümete göre genel prensipleri özetliyor. Ek olarak yiyeceklerin `tuz, yag ve seker`oranı düşük gıdalar seçmeleri öneriliyor.
Öte yandan gunumuzdeki `Gida İlactir` prensiplerine dayalı beslenme protokolleri ve otoimmünite ile ilgili otorite uzmanlar ise tahıllar ve süt ürünleri konusunda hükümet ile hemfikir değiller. Özellikle otoimmun sağlık için günümüzdeki tahılların ve glutenin kronik hastalıklar ile bağlantılarını gösteren ve savunan yüzlerce araştırma da mevcut. Her iki grubun da kronik hastalıkların altında yatan faktörlerden olan ‘Geçirgen Bağırsak’ nedenleri arasında yer alıyor. Yanı sıra çölyak benzeri gluten hassasiyetinin de toplumda son yıllarda süratle yaygınlaştığı ve birçok hastalığa da öncülük edebildigi belirtiliyor.
Günümüzde beslenme alışkanlıklarındaki ve gıda endüstrisinin sunduğu işlenmiş ürünler hızla artarak toplum hızla sağlığını kaybederken `GIDA ILACTIR` ilkesini destekleyen bilimsel arastirmalarin sayisi da her gecen gun artiyor. Bu iyiye işaret. Artık ezberler bozuluyor. Fonksiyonel Tıp bu konuda hastaların sorularını cevaplamakta yetersiz kalan `konvansiyonel tip` karşısında yükselişe geçiyor. Bu anlamda mevcut `Sağlık Egitimi` ve uygulamalarındaki eksikliklere de surekli vurgu yapılıyor. Beslenme bilgisinin saglik egitiminde agirli yer almasi gerektigi ve sagligin `bütünsel/holistic` yaklaşımlarla ele alınması gerektiği görüşü ağırlık kazanmaya başlıyor. Zira günümüzdeki hastalıkların büyük çoğunluğunu kronik hastalıklar oluşturuyor ki bu tür hastalıklar organ odaklı tedavi yaklaşımlarıyla değil daha bütünsel yaklaşımlarla çözüme ulaşılabilen hastalıklar. Öte yandan halk da daha çok bilinçlenmeye başladı. Bence bu cok guzel bir gelişme. Sağlıklı Beslenme savunucuları ve beslenme akımları/protokolleri dalga dalga yayılıyor. Günümüzde sosyal ağların da gücü ve etkisi ile yeni bilgiler daha çok insana hızla ulaşıyor. Gerci bilgi yoğunluğu içinde bazen `doğru bilgiye ulaşmak zor olsa da en azından bilgiye erişim imkanı dahi çok önemli.
2019’da Kanada hükümeti de sağlıklı beslenme tabak modelini yeniden yayınladı. Bundan önceki rehber en son 2007’de güncellenmiş. Rehber benzer şekilde halkın optimal sağlığı için tüm hükümet kurumlarında kullanılıyor. ‘İyi Ye, İyi Yaşa’ sloganı ile yayınlanan rehbere ek olarak farkındalıklı (mindful) yemek alışkanlıkları ve daha çok kendin pişirme de öneriliyor. Aynı zamanda reklamlara karşı dikkatli olunması ve etiket okuma gibi temel öneriler de yer alıyor.
Kanada sağlık tabağında işlenmemiş gıdalar ve içecek olarak su önerilmesi dikkat çekiyor.
Kanada istatistiklerine göre 2009’dan bu yana ülkedeki hayvansal süt tüketimi azalırken bitkisel süt tüketimi artmış.
TÜRKİYE’de DURUM NEDIR ?
Bugun (Ocak 29) tam da sağlıklı beslenme rehberleri ile ilgili bir Instagram iletisi atmışken sağlıklıyasıyoruz grubunun instagram hesabı aracılığı ile Türkiye’de de bir beslenme konseri kurulma kararı aldığını öğrendim. Ancak haberin detaylarını hürriyet gazetesinden okuduğumda konser üye listesini çok düşündürücü buldum. Konseyde Sağlık ve diğer birçok Bakanlık temsilcilerinin de olacağı ve buna ek olarak Türkiye Fırıncılar Derneği gibi bir çok federasyonun da ismini görünce buradan nasıl bir sonuç çıkabileceğini şimdiden merak etmeye başladım. Zira konseyin görevi sağlıklı beslenme konusundaki kafa karışıklığının önüne geçmek için yukarıda yer alan örneklerde olduğu gibi bir rehber yayınlamak ve bu rehberi temel alarak takibini yapmak ve gerekli düzenlemelerde bulunmak.
Açıkcası konseyin çıkaracağı sağlıklı beslenme rehberinin şimdiden çok ses getireceği belli diye düşünüyorum. Bekleyip göreceğiz..!
KAYNAKLAR
Bir cevap yazın