Hücre içinde yaşayan bu fasulye görünümlü sevimli enerji santrallerinden son zamanlarda çok bahsedilir oldu. MİTOKONDRİLER. Genetik olarak annemizden bize geçen mitokondiriler vücudumuzun enerji işlerinden sorumludur.
Adını fen derslerinden hatırladığımız bu gizli süper güçlerimiz aslında bilim ve sağlık adına yeni bir keşif değil ! PubMed’deki bilimsel tıp literatüründe 200 bin civarında makalede Mitokondri konusu geçiyor. Yine PubMed’de son 10 yılda yayınlanan bilimsel makalelerde Mitokondri ve kronik hastalıklar, yaşlanma, kanser kelimeleri bir arada arandığında dahi 20bin’lerin üzerinde bilimsel makale karşımıza çıkıyor.
Yıllarca zaman ve emek harcanarak yapılan bu bilimsel araştırmaların sonuçlarının halka yansıması ise maalesef bir o kadar fazla zaman alıyor! Halk düzeyinde anlaşılma ve içselleştirme kısmını saymıyorum bile..! Öte yandan her Tıp bilim insanı da sağlığı sadece kendi uzmanlık çerçevesinden değerlendiriyor. Tıbbi araştırmalarda disiplinler arasında bilgi alışvesine ise ne kadar zaman kalıyor orası da ayrı bir soru işareti.!
Amerika’da bu açığı “fonksiyonel tıp” uzmanları kapatıyor gibi. Sağlığı bütünsel bir yaklaşımla ele alarak hastalıkların kök nedenlerine inmeyi hedefliyorlar ve bu kapsamda da mitokondrilere sıkça vurgu yapıyorlar. Zira aynen bir çiçek misali, eğer köklerimiz ve toprağımız sağlam değilse istediğimiz kadar sulayalım ya da yerini değiştirelim çiçeği yeniden eskisi gibi canlandırmamız maalesef pek mümkün olmuyor.!
Sağlıklı yaşam prensiplerini içselleştirmeyi amaç edinen bizler için bu aşamada bilmemiz gereken şey Mitokondrilerin sağlığımız için ne derece önemli oldukları ve onları korumamız gerektiği!. 🤔😇
Sağlığımızın ve enerjinin temel kaynağı olan bu sevimli enerji santrallerine uygun ortamı ve yakıtı sağlamak zorundayız. Eğer ek bilgi merak ediyorsanız konunun öncülerinden olan Dr. Terry Wahls’In Youtube’daki `Minding your Mitochondrıa` isimli TED konuşmasını ve diğer konuşmalarını tavsiye edebilirim.
MİTOKONDRİLERİMİZİ NASIL KORURUZ ?
Dünyaca ünlü fonksiyonel tıp uzmanlarından olan Dr. Hyman vücudumuzda 100,000 trilyon üzerinde mitokondri olduğunu, mitokondrilerin metabolizmamızın ve gençliğimizin kaynağı olduğunu belirtiyor.
Vücudun enerji üreten santralleri olan Mitokondriler hücre içinde yaşıyorlar. Bu minik santraller yediğimiz yiyecekleri, soluduğumuz oksijeni kullanarak enerjiye (ATO) çeviriyor. Bu ATP enerji se vücudumuzdaki tüm fonksiyonları destekliyor. Her bir hücremiz sayısı mitokondri içeriyor ve en yoğun mitokondriye sahip olan hücrelerimiz ise kalp, beyin ve kas dokularında yer alıyor.
Dr. Hyman “sağlıklı ve uzun yaşamın temelinde mutlu mitokondriler yatıyor” diyor. Oldukça hassas olan mitokondriler en çok `oksidatif stresten` etkileniyor!! Yani fazla ve boş kalori alımı, işlenmiş gıdalar, çevresel toksinler, kötü beslenme, şeker, stres gibi şeyler mitokondrilerimizi öldürüyor.
Mitokondrilerimiz iyi çalışmadığında metabolizmamız da yavaşlamaktadır. Oldukça hassas olan mitokondriler zarar gördüğünde enerji düzeyimizden bunu kolayca anlamak mümkündür. Zira mitokondri disfonksiyonu durumunda enerji yoksunluğu, hafıza kaybı, ağrı ve hızlı yaşlanma gibi bulgular yaşarız. Aşırı yorgunluk iyi çalışmayan mitokondrilerin en yaygın bulgusudur.
Mitokondrileri korumak için Dr. Hyman’ın önerileri ise özetle şu şekilde;
- İşlenmiş ve paket gıdalardan ve boş kaloriden uzak durun,
- Çevrenizdeki ve bedeninizdeki toksinlerden arının (detoks),
- Bedeninizdeki enflamasyonu yatıştırın ve hormonlarınızı dengeleyin (bu da zaten temel amaçlarımızdan ve yolu işlenmemiş/doğal/doğru beslenmekten geçiyor!)
- Günlük diyetiniz işlenmemiş, renkli ve bitkisel gerçek besinlerden oluşsun,
- Hareket edin ve bedeninizi/kaslarınızı güçlendirin,
- Mitokondri zarlarını güçlendiren Omega-3 yağlardan bol tüketin. Omega-3 zengini somon, sardalya, uskumru, chia ve keten tohumu, ceviz ve yumurta sarışını bol tüketin.
- Mitokondri desteği enerji arttırıcı takviyeler kullanın. Bunlar
- Acetyl-L-carnitin
- Alpha-lipoic acid
- Magnesium aspartate
- Resveratrol
- D-ribose
- NADH
- Coenzyme Q10
- N-acetyl-cysteine
KAYNAK
Bir cevap yazın