Bir bağışıklık sistemi hastalığı olan Hashimoto tiroid toplumda genetik bir miras olarak görülüyor. Oysa artık araştırmalar ‘epigenetik’ üzerinden çevrenin ve yaşam koşullarının sağlığımız üzerindeki etkisini gösteriyor ve genetik yatkınlığın tek başına yeterli bir etken olmadığını altını her fırsatta çiziyor.
Kronik hastalıkların altında yatan en önemli faktörlerden biri de ‘GIDA HASSASİYETLERİ’ olarak görülmektedir. Zira gerek alerji gerekse hassasiyet yolu ile sindiremediğimiz gıdalar bağışıklık sistemimizin büyük oranda yer aldığı bağırsaklarımızda geçirgenliğe (Leaky Gut) neden oluyor.
`Gıda Alerjileri` vücudun çok daha hızlı ve gözle görülür tepkiler vermesi nedeniyle `Gıda Hassasiyet ve İntoleransından farklılık gösteriyor. Uzmanlar gıdalara karşı duyarlılığın (hypersensitivity) 4 tipi olduğunu belirtiyor. Alerjiler `Tip 1` duyarlılık grubuna giriyor ve bağışıklık sistemi bu besinlere karşı vücudumuz İgE antikorları oluşturuyor. Tip 1 duyarlılıklar yaklaşık 30 dk içerisinde belirtiler gösterir ve hayatı tehlike yaratabilir. Alerjiler gıda hassasiyetlerinden farklı olarak toplumda daha nadir görülen durumlardır.
Tıp 3 duyarlılık olan `Gıda Hassasiyetleri`nde vücut İgG antikorları üreterek yine bağışıklık sistemi üzerinden tepki veriyor ancak gözle görülür etkileri alerjiler gibi çok belirgin ve anında olmuyor, aksine 72 saat (3 gün) gibi bir süre sonunda vücutta inflamasyon, ağrı, şişlik, şişkinlik, cilt sorunları vd. şeklinde kendini gösteriyor.
Piyasada IgG üzerinden yapılan gıda alerji testleri mevcuttur. Buna karşın gıda hassasiyeti testlerinin güvenilirliği de tartışma konusudur. Özellikle de kaynağı güvenilir adresler olmayan Türkiye’de bazı kurumlarca yapılması ne kadar güven içeriyor o kısmı bilmiyorum. Ben kendi adıma gıda hassasiyet testi 2 defa yaptırdım. İlkinde yeterince bilgilendirme yapılmadan Türkiye’de yaptırmıştım ve o zamanlar çok da anlamamıştım. 2. G. hassasiyet estimi ise Amerika’da Naturopath doktorumun önerisi ile gerçekleştirdim ve çok da memnun kaldım. Zira bu süreçte sağlıklı beslenirken, hatta otoimmün iyileştirme diyeti olan AIP (Otoimmün Paleo ) diyeti sırasında dahi sıkça tükettiğimiz bazı yiyeceklere karşı hassasiyet geliştirmiş olduğumu öğrendim. Bunlar ne diye merak ederseniz en başta ıspanak yer aliyor. Yanı sıra mantar ve taze fasulye gibi faydalı besinlere karşı da hassasiyet geliştirdiğim görüldü.
GIDA HASSASİYETLERİ ÖNEMLİ Mİ ?
Malesef `Gıda Hassasiyeti`nin ciddiyeti insanlar tarafından yeterince anlaşılmıyor. Oysa ki tolere edemediğimiz besinleri uzun süre tüketmemiz durumunda bağırsak florasını bozuyor ve `geçirgen bağırsak` olarak adlandırılan soruna neden oluyoruz. Geçirgen bağırsak dolayısı ile sindirilemeyen besinler kan sistemine karışıyor ki bu aşamada bağışıklık sistemi devreye girerek patojen / yabancı madde olarak adlandırdığı bu sindirilmemiş gıdalara karşı saldırıya geçiyor.
Zincirleme bu durumun uzun süreli devamı halinde ise vücutta önce mide-bağırsak (İBS, Gaz vd.) çilt ve kaş sorunları, kronik inflamasyon oluşuyor ve neticede de otoimmun hastalıkları tetikleniyor..!
Bir cevap yazın